Şanslı olmak mı fark yaratıyor?

Şimdi size şans kavramı ile ilgili dinlediğim bir podcast yayınından bahsedeceğim. Gerçekten iyi şeyler şansla mı oluyor? derseniz kesinlikle hayır. Bu podcast bunun örneklerinden biri.

Şans’a rasyonel olarak kesinlikle inanmayan biriyim ancak düşünsel olarak çok şanslı olduğuma inanırım bu bana inandırıldığı için buna inanarak devam ederim; ancak şansın insanın kendi ellerinde olduğunu, hayatın kendi içerisindeki matematiği bizlere gösterir.

Joe Rogan, Amerika’dan yayınlar yapan bir podcaster geçmişi komedyenliğe dayanıyor (kendisini dinlemenizi tavsiye ederim) Konuklarından biri Naval Ravikant.. İki saatten fazla süren bu podcast’i dinlerken kağıt kalem ile dinleniyor. Kitap okuyan ve okumayan insan arasındaki temel farklardan biri düşünme biçimlerindeki esneklikler, bence. Bu yayını dinlerken en son aldığım notlardan biri buydu.

Gelelim Naval Ravikant’a. Kimdir derseniz.. AngelList’in CEO’su ve kurucu ortağı. Aralarında Uber, Twitter, Yammer ve diğerlerinin de bulunduğu 100’den fazla şirkete yatırım yapan biri.  Statükoya meydan okuyor ve kapitalizmi çok iyi bilerek bir demokratik sosyalist yaklaşım, yaşam biçimi yaşıyor.

Arkaplanına gelecek olursam Hindistan’da doğmuş ve 9 yaşında Newyork’a taşınıyorlar. Annesi tek başına onu büyütüyor ve güvensiz bir bölgede yaşıyorlar. Annesi uzun saatler ve geç saatlere kadar çalıştığı için onun okuldan sonra kütüphaneye gitmesini, onu orada beklemesini istiyor. Naval, annesini beklediği o zamanlarda kütüphanede bulunan kitapları okuyor. Hayatındaki en önemli kırılmalardan biri gerçekleşiyor..

Zülfü Livaneli bir söyleşisinde şunu söylüyordu; “Kitap okuyanla okumayan insanı çok iyi ayırt ederim. Okumak bana her zaman bir çıkış yolu sundu.” diyordu.

Podcast yayınında Naval; iç huzurun ve düşünme biçimlerinin önemine vurgu yapıyor. İçki, uyuşturucu kullanmamanın önemine, ailenin önemine, meditasyon yaparak arzuların tehlikesini nasıl indirgendiğini anlatırken şunu fark ettim; zihin huzurunu sağlamak. Etrafını hep sevdiği insanlarla şekillendirmiş, örneğin. Mutlu oldukça isteklerine ulaşmış.

Zihni gözlemleyin, onu yargılamayın, onu kontrol etmeyi amaçlamayın. Zihninizi anlamayı hedefleyin; diyor Naval… Naval Ravikant’a göre, başarılı bir girişim kurmasına ve bugün olduğu gibi milyarder olmasına yardımcı olan şey mutluluğu bulma becerisi.

İngiltere’de işletme alanında dersler veren bir Akademisyen hocam aile işletmelerinin üç nesil sonrası parçalanmaya başladığından bahsetmişti; belki de bunun nedeni, Naval Ravikant perspektifinden düşünürsek arzulardı..

Ravikant’a göre sorun çok fazla arzuya sahip olmamız. Onun ifadesiyle “Zihni gözlemleyin, onu yargılamayın, onu kontrol etmeyi amaçlamayın. Zihninizi anlamayı hedefleyin.” diyor.

Konfüçyüs’ün dediği gibi: “Sağlıklı bir adamın 10.000 arzusu vardır, ama hasta bir adamın sadece bir arzusu vardır.”

Benim bu podcast’ten çıkardığım sonuç şu; lüks materyallere sahip olmak bizleri mutlu etmez ancak iyi düşünsel bakış açısı, düşünsel bir zihin, stratejik bir akılsallık, mentörler, iyi arkadaşlar, ekip arkadaşları, iyi bir ortak, iyi melek yatırımcılar, sağlıklı bir yaşam tarzına, iyi değerlere sahip bir aileye sahip olmak onlarla vakit geçirmek, zaman ayırmak ve özgür, bağımsız olmak bizleri mutlu eder.

  • Fotoğraf, Londra’da #yolda giderken gezdiğim kitap köşelerinden. Mutluluk bizimle olsun*

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir